Antalya'ya yerleşmek - Madde 1 : İş / 3

Antalya'da profesyonel bir firmada çalışmak konusunda kısaca bir önceki yazımda bir şeyler aktardım. Bunun dışında Antalya'nın yerli ve lokal firmaları ile ilgili de aktardığım bilgiler oldu. Bu her iki konuda da yazacak pek çok nokta daha var. belki ilerleyen zamanda sizlerden de gelebilecek sorulara göre bu iki konuya da detaylayabilirim.


Antalya'da çalışma hayatı ile ilgili bir de kendi işinizi yapmak ihtimali var. Bu ihtimal diğer büyük şehirlerden çok farklı olasılıklar içermiyor genelde. Sermaye durumunuza göre bir "cafe", bir restaurant ya da bu tip gıda ve hızlı tüketime yönelik bir mekan açmanız mümkün. Tabii risk başka bir şehirde ki riskten çok çok farklı değil. Öte yandan marka bir ürünün (gıda ya da hızlı tüketim) bölge bayiliğini almak, franchise alarak çalışmakta mümkün. Bu hususlar çok detaylı. Açacağınız yer, gireceğiniz sermaye, bölge, hedef kitle, ürün v.b. bir sürü hususu değerlendirmek gerekli. Bu konular apayrı bir blog konusu olabileceğinden detaya girmiyorum. Her ne kadar kendiniz için çalışmanız sadece Antalya'da değil, her şehirde daha güzel ve keyifli olduğunu düşünsek bile Antalya'da büyük yatırımlarla girilen pek çok girişimin bir süre sonra yeterli talep görmemesinden kapandığı da bir gerçek. Her yerde olduğu gibi, siz ne kadar güzel bir mekan oluştursanız da olay hizmet, müşteri ilişkisi ve kaliteden geçiyor.

Antalya - Muhteşem Falezler

Bu konu ile ilgili Antalya'yı yönlendiren sektör olan turizme yönelik ayrı bir paragraf açmam doğru olur. Nasıl maaşlı ve mesaili bir iş olarak turizm önemli bir alternatifse aynı şekilde kendi işinizi yapmanız anlamında da turizm çok çok önemli bir pazar. turizmin bir alt kolu olarak otelleri ele alırsak burada hizmet veren otellere yönelik yapılacak mal ya da hizmet işi de önemli bir potansiyel. Bir makale de okumuştum : Antalya'da ki beş yıldızlı otel sayısı İspanya'nın toplam beş yıldızlı otel sayısından fazla. Bu doğru bir bilgi. E tabii önemli bir potansiyel. Ancak hizmeti, müşteriyi ya da ürünü çok iyi seçmek gerekli.

Bilirsiniz klasik Türk hesabı vardır : "Her Çin'liye bir sakız satsak şu kadar rakam eder" diye genelde dile gelir. Bu benzetme Antalya'da ki oteller içinde yapılırsa aynı mantıktan gidilebilir. Lakin esasında işin öyle olmadığını görürsünüz. Gerçekten de ne kadar profesyonel mantıkta giderseniz o kadar gerçek potansiyel müşteriniz azalmaktadır. Bu size şaşırtıcı mı geliyor? Olmaması lazım değil mi? Ama öyle. şöyle açıklayalım :

-Verdiğiniz hizmet ya da sattığınız ürünün teslimatını yaptığınız gibi paranızı tahsil etmek gibi bir profesyonelliğe sahipsiniz. Bu sizi en az yüzde 50 müşteriden edecektir. Çünkü otellerin pek çoğu peşin ödeme yapmaz.
- Uzun vadeli ve kaliteli bir erişkin- erişkin ilişkisi ile iş yürütmek gibi bir tarzınız var. Bu sizi en az yüzde 40 müşteriden edecektir. Çünkü otellerin bir kısmında muhattaplarınız erişkin-erişkin ilişkisine profesyonellik çerçevesinde sahip değil ya da saygı duymuyor / tercih etmiyor.
- Aylık satış bütçenizi de görüşme sayılarına göre ayarladınız. Dediniz ki bir otele ayda bir gitsem, ilgili departmanın müdürü/yöneticisi ile görüşsem o zaman bu otelin müşterim olup olmayacağını o görüşmede belirlerim. Öyle olmuyor işte ! Randevu aldınız gittiniz. Bizzat kendisinden randevu aldığınız kişi yerinde olmayabiliyor, yerinde oluyor ama bir toplantıya gireceği için size beş dakika ayırabiliyor, size zaman ayırıyor ama içeriye on farklı kişi on farklı konudan dolayı dalıyor, sizin görüşme parça pinçik hale geliyor. Ya da ilgili yönetici ile görüşüyorsunuz ancak görüyorsunuz ki o kişinin (ve mevkinin) o otelde hiçbir hükmü yok. Bazıları bunu saklıyor ama bir iki soru ile anlıyorsunuz, bazıları da benimsediği için açıkça söylüyor : "Falanca Genel Müdür Yrd. ya da bizzat Genel Müdür ile görüşmeniz gerekli" diye. E hizmet oteli tekrar inşaa etmek değil ki. Tam da onun departmanı ile ilgili yıllık bütçenin içinde kalemi olan, basit ya da orta seviye bir konu ve alım.

Antalya - Üç Kapılar (Hadrianus Kapısı)

Yani siz bin otelin üçyüz tanesine şu kadar zamanda gitmem gerekir, bunun içinde şu kadar zaman + benzin + telefon görüşmesi yaparım diyorsunuz. Lakin tutmuyor. İşte o açıdan da önemli bit yüzdeyi unutuyorsunuz.

Geriye iş yapılacak belli sayıda profesyonel oteller. Tabii ki bunların sayısı da az değil, ancak uyarmak istediğim husus bakkal hesabı yapmayın. Tutmuyor. :)

* Fotoğraflar Gökhan Göksu arşivinden.