365 günün doğuşunu Antalya’da karşılamak için yani burada
sürekli yaşam pozisyonuna geçmek için önceden araştırılması gereken konular
içinde ilk aklıma gelenler aşağıda ki listede. Bu liste kişinin yaşına, maddi durumuna, hayalleri ve
amaçlarına göre değişebilir. Ancak siz de bizim gibi “Show must go on” deyip
mesailer kabilesinden olacaksanız sanırım “iş” konusu öncelikli maddeniz
olacaktır.
-
İş
-
Ev
-
Çocuk varsa kreş ve/veya okul
-
Sosyal yapıya uygun imkanlar ve ortamlar
Şu an çalıştığınız iş sürekli yapmaya devam edeceğiniz iş
mi? Aslında işten memnunsunuz ancak şehir sıktı. Eğer bu durumda iseniz
öncelikli olarak aktif çalıştığınız iş için tayin şansı var mı? Bir bankacı
iseniz ne kadar mümkün Antalya’da bir şubeye geçmek? Ya da çalıştığınız özel
sektör firmasının Antalya’da şubesi, bölge müdürlüğü v.b. bir oluşum mevcut mu?
Sonuçta maaşlı ve mesaili çalışmaya devam edecekseniz öyle
ya da böyle şu an ki şehriniz de yaptığınız işin kendisi ya da bir benzerinin
Antalya’da olma olasılığı yüksek. İlk önce kendi işiniz için geçiş imkanını
düşünün. Sonra da önde gelen iş bulma sitelerinden yaptığınız işi yapmaya devam
edebileceğiniz işlere bakmalısınız. Zaten bu orta vade alacak kritik bir süreç.
İş önemli ve Antalya’da iş İstanbul ya da Ankara kadar kolay ve hızlı bulunan
bir imkan değil. Çünkü bizler gibi buraya gelmiş pek çok profesyonel var. Ancak
Antalya her ne kadar büyükşehir olsa da (sadece tabelada değil, gerçekten pek
çok açıdan büyükşehir) iş imkanlarına baktığınız ya köşeler kapılmış durumda.
Yerel bir Antalya firmasına girecekseniz çok da profesyonellik
aramayın. Nihayetinde şurada modern yaşam en fazla 15 hadi bilemedin 20 yıl
önce geçmiş bir şehir var. E doğal olarak da dünün toprak sahipleri, sürü
sahipleri bugünün otel sahipleri ya da inşaat-emlak devleri. O yüzden her ne
kadar özellikle Fener-Lara bölgesinde küçük İstanbul noktaları oluşmuş olsa
bile genel mantalite ülkenin yaklaşımı ile çok da farklı değil.
Antalya iş hayatı kısa sürede tanıyabileceğiniz bir
altyapıya sahip. Ya geçmişin varlıklarını bugünün işlerine yatırmış patronlar
ya da baba parası ile modern işler açma heveslisi genç nesil. Adamın şirkette 3
kişi çalışıyor ama holding. Öte yandan ofisin önünde Panamera var. Tabii ki
beyaz.
Aslında genel olarak ülke sosyolojisine de malzeme
olabilecek bu beyaz Panamera hastalığı Antalya’da daha bir yaygındır. Metrekare
başına düşen yağmurun çokluğu ile meşhur Antalya’mız aynı zamanda bu rekoru metrekare
başına düşen Panamera ile de devam ettiriyor. Ama beyaz olacak. Onu da
ekleyelim.
Neyse, genel tanıtım yazılarından sonra eleştirel
yaklaşımlarımı daha çok arttıracağımı söylemek üzere bu tamamen kişisel olan
yorumları virgülleyelim.
Antalya - Düden Şelalesi ve Falezler |
Antalya denince ilk çalışılacak sorusunu yüz kişiye sorsak
doksanı en başta turizmi sayar. Doğru da yapar. Ancak turizm öyle hemen
atlanacak ve uzun vadeli bakılabilecek bir pozisyon olmayabilir buralarda. Doğru,
çok sayıda otel var. Doğru her yıl on milyonu aşkın insan turistik amaçla bu “dünyanın
en güzel coğrafyası”’na geliyor. Ancak ciddi de bir mevsimsel işçilik durumu
var. Bir makalede okuduğum kadarıyla Antalya’da turizm sezonunun bitişi ile
birlikte sektörde 250.000 kişi (bilerek rakamla yazım) işsiz kalıyor. Enteresan
değil mi? Peki bu kişiler kışın ne yapıyor? Bu daha da enteresan. Bu konunun
detayını ayrı bir yazı da ele alabilirim istenirse ancak turizme bu açıdan
dikkat çekmek istiyorum. Ana başlık “iş” olduğu için.
Bahsettiğim bu durum sadece giriş seviyesi pozisyonlar için
geçerli değil. Yani bir otelin orta kademe yöneticisi de bu şekilde mevsimsel
iş döngüsüne girebiliyor. Hem de her departmandan. O açıdan turizm sektöründe
çalışırım diye plan yapmadan önce seçilecek otelin ya da zincirin iyi araştırılması
gerekiyor.
O açıdan artık orta yaşta olup da belli bir bilgi birikimi
ve hayalleriniz cebinizde Kasım-Nisan arasını boş geçirebilirsiniz. Geliriniz
varsa çok da keyifli olabilir tabii ancak dedim ya her daim “Show must go on”
şarkısı çalıyorsa hayat fonunuzda, o zaman turizm sektörünü iki kere
araştırmanız gerekli. Bu konuda ekstra bilgiye ihtiyaç duyan okuyucular bana
ulaşabilir. Şunu da eklemem gerekir ki şüphesiz oniki ay hizmet veren yada otel
kapansa bile çekirdek yönetim kadrosunun sürekli maaş aldığı çok sayıda otelde
var.
İş konusu önemli ve kritik bir konu. Daha ziyade de bizler
gibi beyaz yakalı olup yaşadığı cehennemlerden sıkılmış ancak yine de çalışmak
durumunda olan insanlar için. O sebeple Antalya’da Yaşamak hayalinin “iş”
kısmına bir sonra ki yazı da devam edeceğim.
* Fotoğraflar Gökhan Göksu arşivinden
* Fotoğraflar Gökhan Göksu arşivinden
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder